Saturday, September 22, 2012

toprak, berduş, sarı ve diğerleri....

günlerdir haberleri doğru düzgün takip etmediğim için bu akşam annemin "yeni hayvanları koruma kanunundan haberin var mı?" sorusuyla bir irkildim. annemin sesi umutsuz, hatta telaşlıydı... eve gelir gelmez bilgisayarın başına oturdum ve yasayı anlamaya çalıştım.

dakikalar geçtikçe bir sürü duygu birbirini kovaladı. şaşırdım, üzüldüm, panikledim, öfkelendim...
ilk çaresizlikle twitter'a ve facebook'a saldırdım. hayvan hakları konusunda çalışan örgütlerin web sitelerini, haberlerini paylaştım hemen...

ardından hayatımdaki izdüşümleri geldi aklıma... toprak, yani birlikte yaşadığımız köpek, sokaktan geldi bizim eve... onsuz bir hayat hayal bile edemiyorum şu anda... sarıyere taşındığımız gün ilk edindiğim arkadaş ise sarı.. bizim apartmanın bahçesi onun evi... bizi olanca tehlikeden koruyor.... meğerse yıllardır herkesleri koruyormuş buralardaki.... ve berduş... evimizin en yaşlı üyesi, annemle babamın peşine takılıp gelmişti eve... hepsi sokaktan geldiler...

hala sokakta olanları da.... en tatsız günde, güneşin altında umarsızca yattığını görüp yüzüme bir gülümseme konduran adlarını bilmediğim onlarcası.... ya da bana yolda izde arkadaşlık edenler var... varlıkları ile mutlu olduklarım var sayısızca....

şimdi diyorlar ki, sokakta yaşayan tüm hayvanları toplayıp bir alana kapatacaklarmış... toplama kampı.... ölmeleri için kafesler yapılacak yani... hepsi bir arada birbirlerini parçalasınlar diye aynı yere götürüp bırakılacak, kapılar kitlenecek.... ve belki de ölü bedenlerini toplamak için bile girilmeyecek içeri... neden?
rahatsız olanlar varmış sokakta yaşayan hayvanlardan.... hayvanların dışkılarından ve seslerinden rahatsız oluyorlarmış....

vay arkadaş.... marmara denizi olabilecek en büyük foseptik çukuru yanlış bilmiyorsam... hepimiz oraya yapıyoruz kakamızı.... yani bu durumda ben de rahatsızsam durumdan ya kakamızı tutacağız, ya da hepimizi bir yere kapatacaklar herhalde.... dahası sesten rahatsız olma hali.... zaten korna, araba, tv, çamaşır makinesi, şen kahkahalar, düğünde uğurlamada atılan havai fişekler, silah sesleri de kediler ve köpekler tarafından yapılıyor ya.... gürültüyü sokak hayvanları yapıyor elbet.... nasıl düşünemedim ben....

vay arkadaş.... be kadar kalpsiz, vicdansız insanlarla bir arada yaşıyormuşum ben...

vay arkadaş.... insan, insan olduğundan, bu ülkede, bu kararı veren ve destekleyen insanlarla aynı toplumda yaşadığından bu kadar mı utanır yahu.....

30 eylülde eylem var.... belki hala durdurma şansımız vardır...

yasa tasarısı için:
http://www.haytap.org/index.php/parlementodan/bakanligin-meclise-sundugu-tehlikeli-yasa-tasarisi